İlk göz ağrım Münih’e bu sefer tamamen farklı bir sebeple gidiyorum. Belki başka bir yazıda Münih’le ilgili detaylı bir gezi planı paylaşırım ama bu seyahatin bu seferlik tek bir amacı var: OKTOBERFEST 🙂
2015 yılı Kurban Bayramı’nın Eylül ayına denk gelmesiyle ve 4,5 günlük bir tatilden söz edilirken yavaş yavaş uçak bileti sitelerinde turlamaya başlamıştım. Ne yazık ki Ankara çıkışlı uçuşların çoğu İstanbul aktarmalı. Bayram tatillerinde de İstanbul aktarmalı uçuşların pasaport kuyrukları nedeniyle yüksek adrenalin taşıdığını çokca deneyimledim 🙂 İşte burada Lufthansa imdadımıza yetişti ve Ankara-Münih biletimizi 2 kişi gidiş-dönüş 750 TL’ye aldık, üstelik de bayram tatilinde ve mükemmel zamanlama ile 😉 Sıra otelimizi ayarlamaya gelmişti…
Konaklama konusunda ne yazık ki uçak bileti kadar şanslı değildik. Bu kadar popüler bir dönemde, zaten diğer Avrupa ülkelerinden pahalı olan Münih’te otel fiyatları iyice yükselmişti. Daha önceki Münih seyahatimde de tercih ettiğim Hauptbahnhof (Merkez Tren İstasyonu) bölgesi tüm Münih’i rahatlıkla gezebilmek için ideal. Festival alanına gidiş-geliş için de alkol alacağınızı düşündüğünüzde ve o dönemde tahmin ettiğinizden de çok büyük bir kalabalıkla karşılaşacağınız için yürüyerek ulaşım önem kazanacaktır. Gideceğim yerde otel/hostel seçimi yapamadığımda hayat kurtarıcı olan İbis Otelleri’ne burada da güvendik. Dachauer Strasse’de yer alan İbis Muenchen City oteline yerleştik ve artık festival için hazırdık 🙂
Oktoberfest, biraseverler için tüm Avrupa’nın özellikle festivalin ve Bavyera’nın başkenti Münih’e aktığı cennet. Yerel bira üreticilerinin (yerel dediğime bakmayın bir çoğu çok ünlü) çok büyük bir cadde üzerinde dev çadırlarını kurduğu, saatlerce bira içip kendinizi Alman kültürünün ortasında bulabileceğiniz bir deneyim. Münih, Oktoberfest döneminde kendini tamamen bu festivale adıyor. Şehrin her yerinden festival alanını rahatlıkla bulabileceğinize eminim, zira her yerde festival alanını gösterir tabelalar var. Hatta sadece kalabalığı takip etmeniz bile yeterli 🙂
… Veeee festival alanına geldiniz. Artık kendinizi mükemmel Alman biralarının keyfine bırakabilirsiniz 🙂
Festival alanına sizi karşılayan ve festival havasına sokan devasa bir kapıdan girdikten sonra çok geniş bir caddenin sağlı sollu dev bira çadırlarıyla dolu olduğunu göreceksiniz. İşte bu çadırların içi festivalin ana teması olan BİRA, SOSİS ve MÜZİK’le dolu. Kendinizi hangi birine atarsanız atın çok eğleneceğinize eminim. Ancak, benim de elbette çadır tavsiyelerim olacak. Hadi devam edelim…
İlk olarak PAULANER’in çadırına bir göz atalım. Burası festivalin en popüler çadırlarından birisi. Aşırı kalabalıktan hoşlanmıyorsanız biraz erken saatte gitmekte fayda var. Hem sarhoş insana daha az maruz kalırsınız, hem de yer bulma olasılığınız daha fazla. Festivalin ana teması biralar, sadece 1 lt’lik bardaklarda geliyor. Dolayısıyla tipik Alman garson teyzelerinin “30’luk mu 50’lik mi?” diye sormamaları kabalıktan değil; tek tip bira vermelerinden… 🙂 İçtiğiniz bira Türk biralarından o kadar farklı, hafif ve lezzetli ki 1 lt bira içtiğinizi ayağa kalkıp hafif sendelediğinizde anlayacaksınız. Özellikle erken başladıysanız festivale ilişkin hiç bir şey hatırlamayabilirsiniz, o yüzden yavaş gitmekte fayda var 🙂
Başlangıcı bizim gibi bu çadırda yaptıysanız, çadırdan çıkıp biraz etrafı, festivale özgü eşya satılan stantları gezme zamanı. Çok uzun vakit almayacak bu aktivite sonrası festivalin esas amacına geri dönebilirsiniz 🙂 Hediyelik eşyalar çok göz alıcı ama bir o kadar da pahalı. Bu tür eşyalara çok para harcamamanızı naçizane tavsiye ederim, nitekim festivalde bulunma amacımız farklı, unutmayalım 🙂
Ufak bir festival turundan sonra bir sonraki durağımız başka bir çadır; HACKER FESTZELT. Bu çadır da son derece ilgi çekici. Çadırın tavanı gökyüzü deseniyle kaplı. Bu nedenle çok ferah ve eğlenceli bir havası var. İnsanların da yavaş yavaş havasını bulmasıyla ortam daha da eğlenceli hale geliyor. Ancak erkenden gidip yer kapmasıysanız her geçen saat aleyhinize. Biz iki kişi olmamızın avantajını hep kullandık, ancak kalabalık bir arkadaşa grubuyla gitmeyi planlıyorsanız yer bulma sorunu yaşamanız muhtemel. Aynı günde birden fazla çadır gezmemek ya da gruptan birkaç kişiyi bulduğunuz yeri kaybetmemesi için masada nöbetçi bırakmak çözüm olabilir.
Diğer çadırlarda da aynı durum var mı emin değilim ama biz son olarak Hacker Festzelt çadırında festivali kendimizce sonladırdığımız için orada denk geldik; saat 16:30’dan sonra masa rezervasyonla gelenlere ayrılmakta… Dolayısıyla bu saate kadar eğlenmeye bakın, sonrasında yer bulabileceğinizin garantisi yok 🙂
Oktoberfest, sadece festival alanında değil, başta Münih olmak üzere tüm ülkede kutlanıyor. Özellikle de bira festivali olması nedeniyle marketlerde çok sayıda bira markasını uygun fiyatlara bulabilirsiniz ve garanti veriyorum hepsini almamak için kendinizi zor tutacaksınız. Ufak tavsiye; dönüşünüzü Münih’ten yapacaksanız Münih Havaalanı’nda bulunan devasa market içindeki biralara mutlaka bakın. Havaalanı olduğu için çok pahalı olacağını düşünebilirsiniz ancak karşılatırmanız için bir örnek vereyim; Paulaner’in 1 lt’lik Oktoberfest bardağı ve içinde yine 1 lt’lık birası şehir merkezinde 9 Euroyken, bu markette 2 Euroydu 🙂 Havaalanları da bazen şaşırtabiliyor 🙂
Olur da Oktoberfeste giderseniz benim için de biranızdan bir yudum alın…
PROST…
Instagram:anilaakin
