Thassos Adası

Thassos Adası, Kuzey Ege’de, herhalde son yıllarda gitmiş veya gitmeyi aklından geçiren bir çok insanın etrafınızda bulunduğu şirin mi şirin, kafa dinlemelik ve aynı zamanda muhteşem bir denizin tadını çıkardığınız bir ada…

Önemli: Eğer Yunanistan’a araçla geçmek gibi bir düşünceniz var ise sınır kapılarındaki yoğunluğu canlı olarak görebileceğiniz bu siteden kontrollerinizi yapınız.

Biz 2015 yılında kız kıza tatilimize başlamadan önce 4. Levent’teki Turing‘den (Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu) kendi aracımıza belgelerimizi aldık. Bu kurum bu belgeleri vermeye yetkili bir kurum. Türk ehliyetlerimiz ile Avrupa’ya kendi aracımızla girişimizde problem olacağını öğrendiğimizden öncelikle 2 fotoğraf ve ehliyet belgemizle “Beynelmilel sürücü ehliyeti” çıkarttık. 1 yıllık geçerliliği olan bu belge yaklaşık 400 TL civarında tuttu. Bir de yurt dışında aracımızın sigortasının geçerli olması için bir sigorta belgesi aldık. Bu sigorta belgesinin 15 günlük bedeli ise 60 Euro civarıydı. Minimum 15 günlük sigorta alabiliyorsunuz.

Bu belgelerle birlikte Ağustos ayının bir Cuma akşamı saat 18:00 sularında sınır kapısına dayandık. Türk sınırı çok güzeldi, bizi neredeyse arkamızdan su dökerek uğurladılar. Herkes çok kibardı. Gümrüğümüz tertemiz ve binalarımız son sistemdi.

Meriç nehrini geçerek, o meşhur köprüden, Yunanistan’a ulaştık.

Toplam sınırlarda harcadığımız vakit (hiç sıra yoktu neredeyse) 45dk civarıydı.

Sınırdaki işlerden sonra mis gibi Avrupa otoyolunda bulduk kendimizi. Dikkat edin bir anda 200 basmak istiyor insan. Keramoti’den kalkan arabalı feribota ulaşmamız sınırdan sonra 1 saatimizi aldı. Yaz tarifesinde Thassos’a geçişler daha sıklıkla yapılıyor. O yüzden gittiğinizde saat 23:00’ten önce ise bilin ki yüksek ihtimal Thassos’a ulaşırsınız.

Thassos’a gitmeden önce adanın neresi hareketli tam bilmediğimizden sadece 1 gece için Skala Potamia’da bir otel ayarlamıştık. Otelimizin ismi: Ntinas Floxenia. Burası bir apart otel. Oda kahvaltı olarak hizmet veriyor. Tertemiz bir yer. Odalar güzel. Denize yakın (150mt kadar). Çok memnun kaldığımızdan uzatmak istedik ama maalesef doluydu.

O enfes plajları yazmadan evvel, bir de restoran önerisinde bulunayım. Biz, İskeçeli Türklerin de çalıştığı “Mouses”da yemek yedik. Biz bir söyledik, onlar beş getirdi. İzzet ikram şahaneydi. Çok şeker İskeçelilerle tanıştık. Neredeyse akraba olduk. O kadar çok sevdik ki Mouses’ı sonraki 2 günde de akşamları orada yedik. Her şey taptezeydi. Ne yediysek harikaydı.

Evet şimdi plajlarda sıra, en meşhur plajlarından biri “Marble Beach”. Açıkçası Marble Beach’in yoluna aracınızı feda etmeniz gerekiyor. Ben 20km hızla giderek 5dk’lık yolu yarım saatte gittim ve çok şükür aracım zarar görmedi. Ama normalde gri olan arabam dönüş yolunda artık mermer tozu ile kaplı ve bembeyazdı. Çok şükür ki çıkışında bir oto yıkama bulduk ve 10 Euro’ya sadece dış yıkama yaptırdık. Olsun değdi… Marble beach’te bir kaç tane tesis vardı. Biz en sondakine gittik. İsmi: Porto Vathy. Çok memnun kaldık. Öneririm. Denizin üstünde bir acayip otlar filan olsa da genel olarak temizdi. Bir de kumu bembeyaz olunca çok güzel resimler çektik.

Ertesi gün, orada yaşayan birinden aldığımız tüyo ile Psili Ammos plajına gittik. Thassos genelinde plajlara giriş ücreti yok. Bir tesis varsa eğer yakınlarında, şezlong ücreti verebiliyorsun. Hatta çoğunda o bile yok, sadece yediğini içtiğini ödüyorsun. Her şey de genelde lezzetli ve kaliteli. Gelelim güzeller güzeli Psili Ammos plajına. Aman tanrım o ne güzel denizdi öyle, o ne güzel plajdı… Thassos’a, Ege’nin Maldivleri boşuna demiyorlar. Adanın tam alt ucunda Psili Ammos. Ama gittiğiniz her kilometreye değer.

Bir gün de La Skala plajına gittik. Burada da tesisi çok güzel yapmışlar. Yine giriş ücretsiz. Fakat deniz hiç güzel değildi. Diğer plajlardan sonra burası tatmin etmedi diyebilirim.

Bir de herkesin methettiği  doğal bir havuz olan “Giola”ya. Aman tanrım! Bir yere gitmek bu kadar zor olabilir. Arabayla o saçma patika yoldan bir yere kadar indik ve park ettik. Gidene kadar içimizden ne dua varsa okuduk, ne küfür varsa ettik. Hele de karşıdan araba gelince ki halimizi görmenizi isterdim. Stres üstüne stres yaşadık. Neticede bir yere ulaştık ve park ettik. Zannettik ki tamam Giola burada. Ama yanılmışız. Oradan adam başı 2şer Euro verip bir arazi cipi bulduk ve bizi Giola’ya götüreceğini söyledi. Yürümek 20 dakika sürecekti. Tepemizde güneş varken 2’şer Euro verip cipe binmek cazip geldi. Evet şimdi ulaşmıştık. O da nesi? Buradan da yokuş aşağı yürüyecektik. Ayağımızda parmak arası terlikler, patika yollardan, taşların, dikenli bitkilerin arasından insanları takip ederek 15mt çapında bir doğal havuza geldik. Hava kötü olduğundan içi kapkaranlık görünüyordu. Önce girip girmemekte tereddüt ettik, sonra dedik çok emek harcadık buralara gelmek için, hadi girelim. Bir kaç kez atladık filan. Atlamak ayrı dert, oradan çıkmak ayrı dertti. Bir merdiven yok tabi çıkmak için. Yarım saat suyla oynadıktan sonra dönüş yolu tam bir eziyetti. Dönüşte cipe rast gelemedik. O yolu tıpış tıpış yürüdük.

Uzun lafın özeti:

• Thassos’a gitmeden evvel otel ayarlamakta fayda var. Skala Potamia’da kalmanız önerilir. Genelde oda fiyatları gecelik 60-80 Euro civarı oluyor.
• Yukarıda listelediğim plajlardan başka Aliki, Golden Beach önerilen diğer plajlar arasında.
• Yeme içme çok ucuz. 4 kişi ortalama akşam yemeğimiz (tatlı, içki dahil) kişi başı 15 Euro’ydu.
• Gece hayatı beklemeyin Thassos’ta. Ama güzel bir açık hava bar var: Karnagio Bar.
• Thassos’a varış İstanbul’dan yaklaşık 6 saat sürüyor fakat Pazar dönüşlerin sınırda problem olduğunu duyduk. Biz Pazartesi döndük ve gayet rahat, hiç beklemeden geçtik.