Kudüs

Kudüs

Kutsal Şehir… Kutsal topraklar… Dünyanın en gizemli ve kutsal şehirlerinden biri olan Kudüs’ün sayılamayacak kadar çok hikayesi var. Öyle ki yeryüzü nüfusunun % 55 inden fazlasının inancını simgeleyen ne varsa Kudüs’te bulmak mümkün. Bu nedenle hem din turizmi hem de kültür ve tarih turizmi için önemli bir rota. Nitekim bu kadim şehir, en büyük dinlerin peygamberlerini ağırlarken, bir çok medeniyete ve savaşa da şahit olmuştur. Tarihi boyunca pek çok kez yağmalanmış ve uğruna milyonlarca insan ölmüştür. Öyle ki iki büyük dünya savaşından sonra en çok kayıp burada verilmiştir. Günümüzde ise hala çatışmaların ve anlaşmazlıkların hüküm sürdüğü bir şehirdir. Bu yüzden, kimileri tarafından ”Kutsal” kabul edilirken, kimilerine göre de ”Lanetli”dir.

Tel-Aviv – Kudüs Arası Ulaşım:  Güvenlik kontrollerinden geçtikten sonra, Tel-Aviv Ben Gurion Havaalanı’ndan Kudüs’e taksiyle ya da “dolmuş taksiyle” ulaşabilirsiniz. Biz dolmuş taksiyi tercih ettik. Havaalanı kapısından çıkar çıkmaz sağ tarafta ”NESTER” firmasının işaretini ve durağını göreceksiniz. Bizdeki Havaş ile eski dolmuş taksi arasında bir uygulama. Güzel tarafı Kudüs’te hangi otele ya da hangi adrese gidecekseniz, kapınıza kadar bırakıyor… Önceden rezervasyona gerek yok. Fiyatı kişi başı 65 Nis (2015 yılında) ve yol 45 dk civarı sürüyor. Önce bırakılmak için uğraşmayın, sona kalırsanız daha iyi, bedava şehir turu da yanında geliyor… Fakat havaalanından çıkar çıkmaz beklemeden yerinizi almanızda fayda var. Valizler çok olunca sizinkine yer kalmayabilir.

Konaklama: Konaklama için Eski Şehir veya çevresini seçmenizi öneririm. Biz Eski Şehir’in çevresideki Müslüman mahallesinde, Victoria Hotel’de (Rezervasyon için tıklayınız) kaldık. Burayı tercih etmemizin sebebi, Şam Kapısına (Damascus Gate) yürüyerek 5-10 dk olmasıydı. Konumu çok iyiydi; fakat bu bölge tüm Kudüs’teki en kirli ve en kötü şehirleşmenin olduğu bölgelerdendi. Anladığımız kadarıyla İsrail buraya pek hizmet ve yatırım götürmeyi tercih etmiyor. Türkiye’den gelen Müslüman bir çift olarak biz güvenlik açısından burada pek tedirgin olmadık. Otelimize gelince ucuzdu; ama pek rahat  ve temiz değildi. Ayrıca klimasızdı.

Eski Şehir‘deki oteller konum olarak daha iyi; ancak fiyatları daha yüksek. Bunlar içinde Glows Hoteli, iç avlusu bulunan The Sephardic House Hoteli, New Imperial Hoteli (Rezervasyon için tıklayınız) tavsiye edebilirim. Ayrıca paskalya, hamursuz, noel ve bayram gibi dönemlerde din turizmi dolayısıyla hem oteller dolu hem de fiyatlar pahalı olabiliyor. Önceden yer ayırttırmakta fayda var.

Kaç Gün Kalmalı: Biz Kudüs için 3 gün 2 gece ayırdık ve tam yetti diyebilirim. Bir gün daha kalarak Filistin bölgesine geçebilme opsiyonu da mevcut. İsrail hükümeti bunu güvenlik açısından önermediğini söylese de özellikle Türkiye pasaportu olan birisi için çok sorun yaratacağını düşünmüyoruz.


Kudüs’ü anlatmanın ve gezmenin en kolay yolunun şehri 3’e bölmek ve kendi içinde sınıflandırmak olduğunu gördük. Bu nedenle sizler için bir harita çıkardık. Bu sınıflandırmanın etkin dolaşmak için size çok faydalı olacağını düşünüyorum:

  1. Eski Şehir (Kale içi, Kudüs) (2 gün)
    • Yahudi Mahallesi
    • Müslüman Mahallesi
    • Ermeni Mahallesi
    • Hristiyan Mahallesi
  2. Zeytin Tepesi – Getsemani Bahçeleri (Yarım gün)
  3. Yeni Şehir-Yahudi Bölgesi (Yarım gün)

jerusalem-israel22


KUDÜS ESKİ ŞEHİR

Eski Şehir haritadaki gibi dört mahalleye ayrılmış durumda: Müslüman, Yahudi, Hristiyan ve Ermeni Mahalleri. Her bir mahallenin kendine özgü mimarisi ve ruhu var. Bu mahalleler aslında yürüyerek bir günde rahatlıkla gezilebilir; ancak kitaplı dinlerin her biri için ayrı öneme sahip kutsal pek çok nokta burada olduğundan daha çok vakit harcanıyor.

Asıl vaktinizi ayıracağınız yer kesinlikle burası. Bu bölge Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1540-42 yılları civarında onarımını yaptırdığı Kudüs Surları içinde kalan tarihi şehir. Nitekim bu surlara Sultan Süleyman Surları deniyor. Burada Osmanlı’nın böyle güzel izlerini görmek oldukça heyecan verici. Bunlardan bir tanesi de bu surların içindeki en ünlü girişlerden birisi olan ve Kanuni Süleyman’ın onarım esnasında inşa ettirdiği ünlü Şam Kapısı (Damascus Gate). Bu kapı Müslüman mahallesine açılıyor. Özellikle Osmanlı döneminde tüccarların mallarını şehre soktuğu ve pazarın açıldığı en canlı kısımlardan birisiymiş. Haritadan da görüldüğü üzere şehre çeşitli kapılarla girebiliyorsunuz.

Damascus Gate (Şam Kapısı)
Damascus Gate (Şam Kapısı)

Buradaki  Han el- Halili (Kapalı Çarşı) de gezmeye değer. Son zamanlarda özellikle Yahudi grafiti sanatçıları dükkan kepenklerine çizdikleri resimlerle buraya ayrı bir hava katıyorlar. Ancak bu manzara akşam dükkanlar kapanıp kepenkler indikten sonra görülebiliyor. Yahudi, Müslüman, Ermeni ve Hristiyan esnaf bu çarşıdalar.

Çarşı
Çarşı

Yukarıdaki genel bilgiler dışında bu bölgedeki gezilecek önemli yerler aşağıdaki gibi sıralanabilir. Üstelik buraları gezerken kale içindeki farklı mahalleleri, Kapalı Çarşıyı  ve Çile Yolunu da görme şansınız olacak.

Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra (Haram-ü Şerif): Müslüman mahallesinde yer alıyor. Dokuz tane girişi var. Altın Kapı ve Batı Duvarı dışındakiler genellikle açık. Buraya, özellikle Kral Süleyman’ın (Solomon) kurmuş olduğu Yahudi tapınağı (Kudüs Tapınağı-Birinci Tapınak) nedeniyle, Tapınak Tepesi de deniliyor. Nitekim hem Müslümanlar hem de Yahudiler için kutsal bir yer olması dolayısıyla Kudüs’teki hem en görülmeye değer yer hem de temel anlaşmazlık noktası. Buranın bir diğer özelliği, Kudüs’ün hemen her noktasından görülüyor olması. Dingin ve huzurlu bir yer. Filistinli Müslümanlar için sadece kutsal bir ibadet yeri değil; aynı zamanda bir mesire ve iktidar alanı. Öyle ki normalde hiç bir cami avlusunda, çocukları oyun oynarken, kadınları piknik yaparken göremezsiniz; fakat burada durum tam tersi, çocuklar özellikle burada oyun oynuyor koşuşturuyor… Nedeni Kudüslü müslüman çocuklara burayı sahiplendirip güzel anılar bırakmak ve buraya dair bir hafıza oluşturmak. Biz ordayken yıllardır ilk kez kapı kenarından bir Yahudi içeri alınınca buna ilk tepkiyi küçücük çocuklar verdi. Nitekim 2014 Ocak ayında İsrail 18 yaşın altındaki Müslümanların buraya girişini yasaklamak istemişti.

jerusalem-israel17

Burası aslında Müslümanlar dışındakilere haram olmayan tek kutsal mekan olması açısından da önemli. Ancak İsrail Hükümeti 1995’teki radikal bir Yahudi’nin kundaklama girişimi üzerine bölgeyi gayrimüslimlerin kullanımına kapatıyor ve şuan girişler; dışarıda İsrail askerleri tarafından, içeride müslümanlar tarafından korunuyor, bölgenin yönetimi de yine müslümanlarda.

Müslümanlar açısından burada görülmesi gereken temel noktalar Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra (tepesi altın kaplama olan), Muallak Taşı, Hz. Muhammed’in atı Burak’ı bağladığı yer olan Burak Mescidi, Alt kattaki kütüphane ve elbette güzel avlusu. Ayrıca içinde ücretsiz küçük bir müze de mevcut.

Kubbet-üs Sahra: 688-691 yıllarında halife tarafından Müslümanların kudretini göstermek için yaptırılmış. Orijinalinde tepe kubbesi altından olmasına rağmen sonraki yıllarda halifelerin borçlarını ödemek için eritilerek kullanılmış. Şimdiki kubbe Ürdün Kralı Hüseyin’in 80 kg. altın bağışıyla tekrar kaplanmış.

jerusalem-israel1

Muallak taşı Kubbet-üs Sahra’nın içinde. Müslümanlara göre bu taş, Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği yer. Adını da bu olaydan alıyor. Peygamberle birlikte göğe yükselmeye başlayan büyük kayayı peygamber ayağıyla durduruyor ve ayak izini bırakıyor. Bu noktada kayanın yere inmekle yükselmek arasında muallakta kaldığı ve havada asılı kaldığına inanılıyor. Muallak taşı’nın altında dua edip namaz kılabiliyorsunuz. Müslümanlar ayrıca Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i burada kurban etmek üzereyken Allah’ın onun yerine koyun indirdiğine inanıyor.

Mescid-i Aksa: Buradaki mihrabın İslam dünyasındaki en eski ve de Müslümanların ilk kıblesi olduğuna inanılıyor. Bazı kaynaklarda; Kabe’den 40 sene sonra yine Hz. Adem tarafından ya da oğulları Şît ve Nuh, İbrahim tarafından inşaa ediliği geçiyor. Mescid-i Aksa Kuran’ın İsra Suresi 1. ayettinde de ”Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Hz. Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” diye geçiyor. Bu bölgenin Harem-i Şerif adını alması da yine Hz. Muhammed’in; “Yolculuk; ancak şu üç Mescid’den birine olur: Benim şu mescidime, Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya” hadisi ile 3 Harem bölgesinden biri olarak kabul edildiği içindir.

Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa'nın içi
Mescid-i Aksa’nın içi

jerusalem-israel8

jerusalem-israel7

Yahudiler ise hem Hz. İbrahim’in oğlu İshak’ı (diğer oğlunu) kurban ettiği taşın Muallak taşı olduğuna hem de buranın dünyanın merkezi olduğuna inanıyorlar. Tapınak Tepesinin Yahudiler acısından bir diğer önemi ise Kutsal tapınaklarının burada inşa edilmiş olması. Üstelik ünlü Kral Süleyman (Solomon) hazinesinin-sandığının son tapınağın üstüne kurulmuş olan Kubbet-üs Sahranın altında olduğuna dair bir inanç var. Yahudilerin son mesih gelmeden önce buraya üçüncü tapınağı inşa edeceği de rivayetler içinde. Bu nedenle hep buraya ulaşma hayali var. Bu amaçla İsrail hükûmeti bir dizi arkeolojik kazı da başlatıyor; ancak Türkiye’nin de dahil olmasıyla BM, bu kazıların Mescid-i Aksa’ya zarar verme ihtimaline karşı durdurulmasına karar veriyor. Şuan çalışmalar Ağlama Duvarı Tünelinde kısıtlı olarak yapılıyor (bkz. Bati Duvar Tüneli).

Ziyaret Saatleri ve Kuralları: Burası Müslümanların ziyaretine her daim ve her kapıdan açık. İsrail askerleri girişlerde kimlik (pasaport) ve din kontrolü yaparak insanları avluya alıyor. İçeride de müslümanlar kontrolleri tekrarlıyor. Bizim başımıza gelmedi; ama dua okumanız veya kelime-i şehadet getirmenizin de istendiği oluyormuş. Kadınların başını ve kollarını örtmesi şart. Hatta pantolonla da sokmuyorlar. Girişte verdikleri etekleri giymenizi istiyorlar. Çok temiz olmadığından sizin hazırlıklı gitmenizi öneririm. Erkeklerin de kısa şort ve kolsuz tişörtle girmesine izin verilmiyor.

Bazı günler Müslüman olmayan turist ziyaretine açılabiliyor. Ramazanda sadece sabahları ziyarete açık. Cuma ibadet günü olduğu içinse izin verilmiyor. Sadece Ağlama Duvarı’nın yanındaki ahşap köprü ile ulaşılan Moors Kapısından giriş izini veriliyor. Yalnız El-Aksa Cami’sine ve Kubbet-üs Sahra’nın içine girmeleri yasak. İstedikleri kapıdan çıkabiliyorlar.

jerusalem-israel18

Yararlı Bilgiler: Yanınızda pasaportunuz ve şalınız olsun. Bilmiyorsanız Fatiha, Nas gibi bir kaç sure öğrenin. Küçük çocuklar size rehberlik yaparak tarihini anlatmak isteyebilirler. İngilizceleri iyi ve birkaç Türkçe kelime biliyorlar, karşılığında harçlık verebilirsiniz.


Ağlama Duvarı (Batı Duvarı) ve Batı Duvarı Tüneli: Burası Müslüman mahallesinin sınırında, Yahudi mahallesinin bulunduğu bölgede ve tam bir açık hava sinagogu işlevi gören bir yer. Buranın üç parçadan oluştuğu söylenebilir.

  • İlk parça, duvarın arkasındaki açıklık alan. Burada kıyafet ve fotoğraf serbest.
  • İkincisi duvarın kenarında kadınlar ve erkekler için ayrılmış ibadet alanı. Burada kıyafete dikkat edilmeli ve fotoğraf/videoya izin vermeyebilirler.
  • Üçüncüsü de Batı Duvarı Tünel kısmı. Burada kıyafet ve fotoğraf serbest.

jerusalem-israel4

Yahudiler buraya Batı Duvarı (Western Wall) diyorlar; çünkü yaklaşık 2000 yıl önce inşa edilmiş kutsal ikinci tapınaktan kalan son parçanın bu Batı tarafındaki duvar olduğuna inanıyorlar. Burada atalarının çektikleri acılar ve yıkılan kutsal tapınakları için yas tutarak dua ve ibadet ediyorlar. Bu nedenle Yahudiler hoşlanmasa da buraya Ağlama Duvarı (Wailing Wall) deniliyor. Ağlama Duvarının farklı dönemlerdeki ekleme ve onarımlar nedeniyle çeşitli katmanları olduğunu da görebilirsiniz. En attaki taşların ikinci tapınaktan kalan kalıntı olduğu düşünüyor. Bu en iyi Batı Duvarı Tüneli turu içinde görülebiliyor. Bu tur ücretli ve girişler Ağlama Duvarı’nın girişinden sonraki soldaki kapalı kısımdan. İnternetten rezervasyonla bilet alabilirsiniz (http://www.thekotel.org/) ya da ilerleyen saatlerdeki ve günlerdeki turlar için biletinizi kapıdan almanız da mümkün. Çok popüler olduğundan aksi takdirde yer bulmakta zorlanabilirsiniz. Gece Turları da var. Zaten kapalı mekan olduğu için biz Gece Turunu tercih ettik. Gündüzlerimizi dışarıdaki mekanlara harcadık. Bu tur size İkinci Tapınak tarihini duvarın yanında yapılan arkeolojik kalıntıları gezdirerek anlatıyor. İngilizce rehberlik hizmeti mevcut. Ağustos ayında Fransızca Tur hizmeti de mümkün olabiliyormuş. Kesinlikle gitmenizi tavsiye ederiz. 75-80 dakika sürüyor.

Burasının Türkler açısından ilginç bir tarafı ise bu duvarın Osmanlı zamanında Yahudiler için bir nevi hacı ibadetleri-yas tutma amaçlı kullanılmaya başlanmış olması. O dönemde evler şuan var olan açıklık alana kadar geliyorlarmış. Altı gün savaşlarından sonra burayı tekrar ele geçiren İsrail, Arap evlerini yıkarak şuan var olan açıklık alanı inşa etmiş.

Ziyaret Saatleri ve Kuralları: Burası 24 saat ibadete ve tüm dinlerden ziyaretçilere açık. En yoğun günler Şabat, pazartesi ve perşembe sabahları. Girişte x-ray cihazından geçilen bir güvenlik mevcut. Sadece duvarın iç taraftaki dua edilen kısmı, kadınlar (sağ) ve erkekler (sol) için ayrılmış yerlere sahip ve buralara uygun kıyafetle girebiliyorsunuz. Erkeklerin başlarının üstünü örtmeleri ve kısa şort-kolsuz giyinmemeleri gerek. Başınız için girişte kipayı ücretsiz alabiliyorsunuz. Kadınların da kısa etek, şort ve kolsuzla girmelerine izin verilmiyor. Ayrıca bu alanda fotoğraf çekmenin yasak olduğu internette belirtilmiş olmasına rağmen biz bu yasakla karşılaşmadık.


Kıyamet Kilisesi (Kutsal Mezar Kilisesi): Müslüman ve Hristiyan mahallelerinin kesişim noktasında bulunuyor, ayrıca Hz İsa’nın Çile Yolu’nun son beş durağı da burası. Bu kilise Hristiyanlar için hac noktalarından birisi. Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer olduğuna inanılıyor ve bunun üzerine Bizans imparatorunun annesi Helen tarafından İ.S. 326 yılında yaptırılıyor. Orijinal çarmıh sergilenirken hatıra almak isteyen dindar Hristiyanlar tarafından parça parça götürüldüğü ve öpülmekten aşındığı için geriye bir şey kalmamış.

Kutsal Kıyamet Kilisesi
Kutsal Kıyamet Kilisesi

Ziyaret Saatleri ve Kurallar: Her gün ve herkese açık. Ancak kalabalık ibadet günlerinde sorun yaşayabilirsiniz. Özellikle kadınların şort ve kısa kollu ile girmesine izin verilmiyor. 

Kutsal Kıyamet Kilisesi İçi
Kutsal Kıyamet Kilisesi İçi

Yararlı Bilgiler: En kolay girişi Hristiyan mah. Sokağından (Christian Quarter Road) yapılabilir.

Hz. İsa’nın Çile Yolu (Via Dolorasa): Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği gün sırtında çarmıhla yürütüldüğü yol. Yolu siz de yürüyebiliyorsunuz ve yol boyunca Hz. İsa’nın tökezlediği ve duraksadığı 12 noktanın izini sürmek mümkün. Her bir noktanın hikayesi var. Bu duraklar sırasıyla şöyle;

  1.     Hz. İsa’nın mahkum edilmesi
  2.     Hapsedilmesi ve kamçılanması
  3.     İlk kez düşmesi
  4.     Annesi ile karşılaşması
  5.     Aziz Simon’un çarmıhı taşınmasına yardım etmesi
  6.     Azize Veronica’nın yüzündeki teri mendille silmesi
  7.     İkinci kez düşmesi
  8.     Kudüslü kadınları teselli etmesi
  9.     Üçüncü kez düşmesi
  10.     Elbiselerinin çıkarılması
  11.     Çarmıha gerilmesi
  12.     Çarmıhta ruhunu teslim etmesi
  13.     Çarmıhtan indirilmesi
  14.     Naaşının geçici kabrine konması

İlginizi çekerse bunları anlatan küçük rehber haritalar satılıyor. Biz aldık. Oldukça yararlı. Hatta şanslıysanız pazar günleri Katolikler tarafından canlandırmayla karşılaşabilirsiniz. Yol sizi son beş durağın olduğu Kıyamet Kilisesine çıkarıyor. Tabi o donemde buranın sehirdışı olduğunu unutmamak lazım. Mel Gibson’ın ünlü filmi Çile bu yürüyüşü konu alıyordu.

Vaktiniz varsa Eski Şehir’de ayrıca Ermeni mahallesindeki Davut Kalesi’ni ve çeşitli meydan ve sokaklarını da gezmenizi önerebiliriz.


Zeytin Dağı ve Getsemani Bahçeleri

jerusalem-israel2

Zeytin Dağı Eski Şehir’in tepeden görüldüğü ünlü ve eski zeytin ağaçlarıyla kaplı bir nevi manzara noktası. Buradan özellikle Kubbet-üs Sahra ve Altın Kapı görülebiliyor. Üç büyük din için de burası ahiret inancında önemli bir yere sahip; Müslümanlar Sırat Köprüsünün bu tepeyle Haram-ül Şerif arasında kurulacağına, Yahudiler kıyamet günü Yahudi halkını kurtaracak Mesih’in bu dağdan geleceğine ve ilk dirilenlerin burada yatanlar olduğuna, Hristiyanlar ise buranın Hz. İsa’ya peygamberliğin geldiği yer olduğuna inanıyor. Bu nedenle, burada hem dünyanın en eski hem de en pahalı mezarlıkları yüzlerce Müslüman, Hristiyan ve Yahudi’yi ağırlıyor. Sırat Köprüsünden ilk bunların geçeceği düşünüldüğünden buradaki mezarlar bir servete satılıyormuş. Nasıl alınır sormadık:)

jerusalem-israel16

Tepenin biraz ilerisinde Hz. İsa’nın ayak izi olduğu inanılan küçük bir kilise de ziyaret edilebilir.

Hz. İsa'nın Ayak İzi
Hz. İsa’nın Ayak İzi

Getsemani bahçesi Hz. İsa’nın son yemeği yedikten ve yakalanmadan önce şu ünlü, Da Vinci Şifresi’ne de konu olan kase hakkında “Baba, Senin için her şey mümkündür. Bu kâseyi benden al. Yine de benim istediğim değil; senin istediğin olsun” diye son duasını ettiği yer olarak biliniyor. Ayrıca ihanete uğradığını öğrendiği yer de burası. Burada ıstırap içinde dua ettiği için bu bahçeye Istırap Bahçesi de deniliyor. Burası o dönemde zeytin ağaçlarıyla doluymuş. Hala bu ağaçların bir kısmının yaşadığı düşünülüyor. Zeytin Tepesinden aşağıya yürüyerek bu bahçeye ulaşabiliyorsunuz. Tam burada Getsemani Kilisesi de bulunuyor.

jerusalem-israel19

Yararlı Bilgiler: Eski veya Yeni Şehirden otobüs veya taksiyle gidebilirsiniz. Dönüşte biraz uzun da olsa Getsemani Bahçelerini ziyaret ederek Aslan Kapısına kadar yürümek mümkün. Ancak unutmadan bu kapıdan sadece Müslümanlar Mescid-i Aksa’ya girebiliyor.


KUDÜS – YENİ ŞEHİR

Kudüsün yenilenmiş yüzü, Yahudi bölgesi olarak da biliniyor. Buraya Yaffa kapısından ya da Yeni Kapı dan ulaşabilirsiniz. Tüm Kudüs şehrinin en temiz, en bakımlı ve en gelişmiş bölgesi. Ünlü markaların dükkanları, lüks restoranlar ve dinlenme alanları var. Eski şehire kıyasla Kudüsün modern yüzü. Eski Şehrin mimarisine uygun olarak tasarlanmış.

Yeni Şehir - Yahudi Bölgesi
Yeni Şehir – Yahudi Bölgesi

Burada Yahudi Soykırım Müzesi de genelde ilgi çeken turistik yerlerden.


YEME İÇME

Tabili en önemli sorulardan birisi Ne yenir? Nerede yenir?: Bu coğrafyanın kültürü elbette mutfağına yansımış durumda. Humus ve Falafel kaçırılmaması gereken lezzetlerden. Hem Tel-Aviv hem de Kudüs’te bulmanız mümkün. Falafel için biz Kudüs’te Jaffa Kapısından girdikten sonra meydana gelmeden ilk soldaki küçük büfe şeklindeki ekmek arası falafelciyi tavsiye ederiz. Humus için Müslüman Mahallesindeki Abu Shukri’yi öneririz. Biz Hamursuz bayramında orda olduğumuzdan mayasız ekmek ve pizzalarını tatma şansımız da oldu. Aynı dönemde giderseniz denemenizi tavsiye ederiz. Onun dışında Türkler için çok ilgi çekici bir lezzet yok maalesef. Kebap ve döner gibi Türkiye’deki lezzetlerle karşılaşacaksınız.

Ayrıca Yenişehir’de keyifli ve canlı gece kulüpleri, barlar ve restoranlar da var.

jerusalem-israel15

Çağlar Yavaşoğlu
Çağlar Yavaşoğluhttp://caglaryavasoglu.com
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, Amatör fotoğrafçı ve gezgin, Amatör Marangoz
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

2 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Tarih:

İlginizi Çekebilir
Related